Kök Hücre ile Cilt ve Yüz Gençleştirme
Kök hücre ile cilt ve yüz gençleştirme uygulamaları dünyada uzun yıllardır kullanılmakla birlikte ülkemizde 2016 yılından itibaren yaygınlaşan uygulamalardır. Kişinin kendi deri dokusundan veba yağ dokusundan elde edilen kök hücrelerin laboratuvar ortamında çoğaltılarak mezoterapi yöntemiyle ciltte hasarlı bölgelere uygulanmasıyla yapılan kök hücre ile cilt ve yüz gençleştirme uygulamaları, güvenilir ve yan etkisi olmayan uygulamalardır.
Kök Hücre ile Cilt ve Yüz Gençleştirmeye Neden İhtiyaç Duyulur?
Yaşayan bir doku olan dolayısıyla yaş aldıkça deformasyonlara açık hale gelen cildimiz, zamanla yapı taşındaki bozulmalar nedeniyle elastikiyetini yitirmeye ve kırışmaya başlar. Özellikle ciltteki bağ dokunun zayıflaması ve 30’lu yaşlardan itibaren ciltte üretimi azalan kolajen, bu yıpranmaların başlıca sebepleri arasında gösterilebilir.
Başta enerji bazlı medikal uygulamalar üzere günümüzde ciltteki kolajen üretimini tetikleyen ve cildi gençleştiren pek çok uygulama bulunmakla birlikte birçoğu geçici ve kısıtlı çözümler sunmakta üstelik gerek iyileşme süresi gerektirmesi gerekse tekrarlayan seanslara ihtiyaç duyulması nedeniyle pek tercih edilmemektedir.
Kök hücre ile cilt ve yüz gençleştirme uygulamaları daha genç, parlak ve gergin bir cilt için uzun soluklu çözümler sunan uygulamalardır. Kişinin kendi deri dokusundan veya yağ dokusundan elde edildikleri için alerjik reaksiyonlar başta olmak üzere hiçbir ağır yan etkisi bulunmayan kök hücre tedavileri, sosyal hayatı kesintiye uğratmaması nedeniyle de sıklıkla tercih edilmektedirler.
Kök Hücre ile Cilt ve Yüz Gençleştirme Uygulamasında Beklentiler Neler Olmalıdır?
Kök hücre ile gençleştirme tedavileri cilt kalitesini artırmaya yönelik tedavilerdir. Kişiye özel planlama ile hastanın ihtiyaçları doğrultusunda hazırlanan tedavi protokolleri sonrasında uygulama bölgesinde varsa ince kırışıklıklar giderilir, güneş hasarı ve yaşlılıktan kaynaklanan kahverengi lekelenmeler giderilir, cilde daha gergin ve genç bir görünüm kazandırılır.
Boyun ve gıdı bölgesi, dekolte bölgesi, ellerin sırt kısmı ve yüz bölgesine güvenle uygulanabilen kök hücre ile cilt ve yüz gençleştirme tedavileri sonrasında hastalar rahatlıkla sosyal hayatlarına dönebilir, günlük rutinlerine kaldıkları yerden devam edebilirler.
Kök hücre ile cilt ve yüz gençleştirme uygulamalarının ciltte daha gergin bir görünüm ve toparlama sağlamakla birlikte germe ameliyatları ile eş değer olmadığı bilinmelidir. Dolaysıyla tedaviye karar vermeden önce beklentiler gerçekçi olmalı ve bu kapsamda tedaviye başlanmalıdır.
Kök Hücre ile Cilt ve Yüz Gençleştirme Uygulamaları Ağrılı Uygulamalar mıdır?
Kök hücre tedavilerinde kök hücre birçok farklı şekilde elde edilebilmektedir. Yöntemler arasında en yaygın olanları kulak arkasından alınan küçük bir deri biyopsisi veya karın, uyluk, bacak bölgelerinden alınan yağlardır. Her iki yöntemde de hastaya lokal anestezi uygulanarak işlemin konforu maksimuma çıkarılır. Böylelikle donör alımı esnasında hastalar herhangi bir ağrı veya sızı duymazlar. Bununla birlikte kök hücreler hastaya yeniden enjekte edilirken mezoterapi yönteminden faydalanılır. İnce uçlu iğnelerle yapılan mezoterapi uygulamaları konforlu işlemler olmakla birlikte ağrı eşiği düşük hastalarda uygulama öncesi işlem alanına lokal anestetikler uygulanarak mezoterapi sürecinin de konforlu ve ağrısız olması sağlanır.
Kök hücre tedavileri komplike olmakla birlikte konforlu ve güvenilir uygulamalardır. Ancak her ne kadar konforlu olursa olsunlar unutulmamalıdır ki yukarıda saydığımız şartlar ve uygulama detayları tecrübe gerektiren işlemlerdir. Dolayısıyla sürecin sağlıklı ve doğru şekilde ilerlemesi için mutlaka bu alanda uzmanlaşmış ve pek çok vaka kaydetmiş ehil bir doktora başvurulmalıdır.
Kök Hücre ile Cilt ve Yüz Gençleştirme Uygulaması İçin Kemik İliğinden Kök Hücre Elde edilir mi?
Kemik iliği, kök hücre bakımından oldukça zengin olmakla birlikte kemik iliğinden kök hücre elde edinimi yağdan ve deriden edinime göre çok daha komplike bir işlemdir. Bununla birlikte bir miktar daha ağrılıdır. Bu nedenle cilt ve yüz gençleştirme uygulamalarında kemik iliğinden kök hücre edinimi pek tercih edilmemektedir.